31 Ağustos 2010

Sinemaya hasret..

Normalde eşim ile ben sinemaya sık gider vizyon filmlerini takip etmeye çalışırız. Ama bu yazın çok ama çok sıcak ve güneşli geçmesi, sinemaya gitme isteğimizi biraz baltaladı gibi. Aslında sinemaya gitmek, buz gibi salonda oturmakta bir seçenek.

Yazın etkisini yitirdiği şu günlerde biz de sinema salonlarına ufaktan bir dönüş yaptık ve Açılışı Türkçe'ye "Cehennem Melekleri" olarak çevrilen (yine Türk çevirmen zeka pırıltısı diyor geçiyorum) kadrosundaki ünlüleri sayarken yorulduğum "The Expendables" filmiyle yaptık. Bir hoşuma gitti. Sahneler falan son dönem aksiyon filmlerinden pek farklı değildi ama ben bir eğlendim bir eğlendim anlatamam, Bir Jet li hayranı olan bünyem, bu adamın biraz pasif kalmasına da içerledi o da ayrı. :)

Bir hafta sonrada çocukluğumun fenomeni A-Takımı'nı izleme fırsatını bulduk. Yukarıda Cehennem Melekleri için ne yazdıysam aynısını buraya kopyala + yapıştır yapmakta hiç bir sakınca görmem :) Gözümde eski dizisinden sahneler canlarak izlediğim bir film oldu benim için. Tabi ki eski bir A-Takımı izleyicisi olarak gözümden kaçmayan bir unsur da var filmde. Dizisini izleyen herkes bilir ki B.A. Baracus'ün boynunda en az 50 tane altın kolye vardır ama bir şekilde, filmde bu detayı atlamışlar. Belki o adam nasıl hoplayıp zıplayacak o kolyelerde dediler, bilemiyorum. Casting'i yapanları da ayrıca tebrik ederim nacizhane. Rollerine bu kadar güzel oturan oyuncular seçmişler.

En son bahsedeceğim film ise Book of Eli. Gerçi DVD olarak izledim bu filmi. Kıyamet sonrası senaryolarını sevdiğim için genelde insanların beğenmediği bu filmi ben beğendim. Birebir Hristiyan misyoner filmi olsa da hoş. Eğer boş vaktiniz çok ise bir göz atın derim.

Hiç yorum yok: